Yüz yıllık hesaplaşma olacak diye Cumhuriyet’e meydan okuyanlar, sadece günümüze mahsus işbirlikçi ve provokatörler değillerdir. Daha da geriye giderseniz, 1919ʼlardan başlayarak, Kurtuluş savaşını daha başlamadan boğmaya çalışan emperyalizmin yeminli ve sadık dostları ile karşılaşırsınız. Bunlar, Atatürk ve Kuvay-i Milliye aleyhine çok sert fetvalar çıkarmış olan Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi’lerdir. Bunlar, İngilizlerin ve Yunanlıların desteğini alarak Kurtuluş Savaşına karşı çıkan Teali İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf’lardır. Bunlar, Cumhuriyetin ilk yıllarında, Cumhuriyet devrimlerinin İslam’a aykırı olduğunu, Müslümanlığın hilafetsiz olamayacağını iddia ederek etnik ayaklanmayı başlatan Şeyh Said’lerdir. Bunlar, Kurtuluş savaşının kazanılmasını içlerine sindiremeyen Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu’larıdır. Bunlar, Ülkemizde İslam devleti kurmaya çalışan Cemalettin Kaplan’lardır, Fethullah Gülen’lerdir, yıllarca aynı yastığa baş koyan onların uzantılarıdır. Bunlar, ülkemizi örümcek ağı gibi saran tarikat, cemaat ve dinci vakıflardan devşirme, sözüm ona bürokratlardır, siyasilerdir, belediye başkanlarıdır. Ve hepsinin ortak paydaları Atatürk'e, Cumhuriyet değerlerine ve aydınlanmaya karşı olmalarıdır. Dini referans alıp, gerici ve orta çağ karanlığını dayatmalarıdır. Emperyalizmle iç içe olmalarıdır. Oysa, Atatürk'e ve Cumhuriyet’e düşman olmak Türkiye'ye düşman olmaktır. Başta Millî mücadelemiz olmak üzere, Ulusal birliğimize ve Üniter yapımıza düşman olmaktır. Laik, demokratik yapımıza ve bağımsızlığımıza düşman olmaktır.
Bunlar, ATATÜRK DEVRİMLERİNDEN VE AYDINLANMADAN KORKAN, Sevr’in özlemini çeken emperyalizmin İÇİMİZDEKİ UZANTILARIDIR. 30 Ağustos’ları içlerine sindiremeyenlerdir. Efendileriyle birlikte tarihin çöplüğünde yer alan bu tarikat, cemaat mensubu, din istismarcıları, işbirlikçi, ajan ve provokatörler Cumhuriyet ile hesaplaşacaklarmış. HODRİ MEYDAN! Varlığımız CUMHURİYET’e armağan olsun…